Totoro Okuma Kulübü
Edebiyat
|Sanat
|Kitap
|Sosyal Bilimler
|Kitap Önerileri
|Yeni Çıkan Kitaplar
|Son Çıkan Kitaplar
Selamlar,
Klasisizm akımından sonra, 18. yüzyılda Klasisizm'e tepki olarak doğan Romantizm akımı ile devam ediyoruz. (Çok kısaca) Romantizm; klasisizmin akıl ve sağduyusunun karşısına duygu, coşku ve hayali koyuyor, klasisizmin 'sanat sanat içindir' anlayışı yerine 'sanat toplum içindir' anlayışını benimsiyor. Bir geçiş yapabilmek adına Shakespeare'in bir trajedisi olan Kral Lear ile başladık. Shakespeare'i tek bir kitapla geçmek istemedik, ikinci bir kitap olarak Venedik Taciri'ni okuyacağız. Akımın doğuşu, yazarın yaşamı, eser özellikleri konuşacağımız konular arasında olacak.
Not: Gelen yorumlar ve sorular nedeniyle açıklamak istediğim iki konu var:
Birincisi; kulüp olarak toplandığımızda hep birlikte oturup kitap okumuyoruz. Daha önceden belirleyip okuduğumuz kitaplar üzerine ve kitaplardan yola çıkarak güncel konular üzerine sohbet ediyoruz.
İkincisi; toplantılarımız çok ağır edebi ve felsefi konuşmaların yapıldığı, terimlerin havada uçuştuğu sohbetler şeklinde geçmiyor. Hiçbirimiz edebiyatçı değiliz, tabi gönül isterdi ki bir edebiyatçı olsun aramızda eminim çok şey öğrenebilirdik böylece. Bizler sadece tüm sanat dallarında etkili olan akımların ortaya çıktığı sosyal, ekonomik kültürel ortamı anlayabilmek, okumak ve paylaşmak istiyoruz, okuduklarımızdan anladıklarımız ya da anlamadıklarımız üzerine konuşup, çeşitli yorumlar yapıyoruz, kitaplardan yola çıkıp güncel konular üzerine sohbetler ediyoruz. Kesinlikle bilginin belirli bir grubun yönetiminde olması gerektiğini düşünen, bilmeyeni dışlayan bir grup değiliz, birlikte öğrenmeye çalışıyoruz. Kulübümüz daha önce Shakespeare, Dostoyevski v.s okumadınız diye dışlanacağınız, küçümseneceğiniz bir yer değildir. Bu konu sebebiyle gelmekten çekinen arkadaşlar, lütfen çekinmesinler.
Sevgiler/Saygılar
Yorumlar
Oyunun üç konu üzerinde temellendiği söylenebilir.
1. Venedikli bir tüccar olan Antonio ve arkadaşı Bassanio arasındaki dostluk ilişkisi ( Ben okurken Antonio açısından arkadaşlıktan fazlası olduğunu hissettim, bilemiyorum). Bassanio’nun Belmont’ta bulunan Portia ile evlenmek için paraya ihtiyaç duyması ve Antonio’dan borç istemesi olayların başlatıcısı durumunda.
2. Antonio ile Venedik yasalarına göre Yahudi olduğu için ‘yabancı – öteki’ konumunda bulunan, faizle borç veren Shylock arasındaki ilişki. Maddi açıdan zor durumda olan Antonio, arkadaşına gerekli parayı verebilmek için Shylock’tan borç ister. Daha önce birçok kez Antonio’nun aşağılamalarına maruz kalmış olan Shylock bunu intikam için fırsat bilir, borcu vereceğini ancak zamanında ödeyemezse karşılığında kalbine yakın bir yerden yarım kilo et alacağına dair bir sözleşme ister, kendine güvenen Antonio bunu kabul eder.
-Mahkeme sahnesi; Borcunu zamanında ödeyemeyen Antonio, sözleşme gereği mahkemeye çıkarılır. Shylock, intikam duygusuyla Antonio’dan yarım kilo eti kesmek ister. Bu sırada erkek kılığına girmiş Portia yaşadığı Belmont’dan yola çıkıp mahkemeye avukat olarak gelir. Portia, yasayı akıllıca yorumlayarak Antonio’yu kurtarır. Ancak, bununla yetinmez. Shylock’un bütün mal varlığını elinden alır, onu dinini değiştirmeye zorlar.
3. Erkek – egemen dünyada evleneceği adamı seçme hakkı olmayan Portia ve Bassanio aşkı. Ölümünden önce babası, Portia ile evlenecek kişinin seçilebilmesi için bir sınav hazırlar; altın – gümüş – kurşun üç kutu bulunmaktadır. Bunlardan birinde Portia’nın resmi vardır. Doğru kutuyu seçen Portia ile evlenme hakkını kazanacaktır. Portia’nın daha önceden görüp sevdiği Bassanio doğru kutuyu bulur.
Okuduğum bir yazıda bu oyunda/kitapta biri gerçekler, diğeri düş olmak üzere iki uzam olduğundan bahsedilmekteydi. Venedik’te ki gerçekçiliğe karşın Belmont’ta üç kutu seçiminin masalsılığını düşününce bana mantıklı geldi. Oyundaki bütün olayları, bu gerçeklik ve düş uzamına göre yorumlamak mümkün. Yazıya göre;
Her mucizenin gerçekleştiği, aşıkların mutlu olduğu Belmont düş uzamını, paranın, ticaretin yasaların egemen olduğu Venedik gerçekler uzamını temsil etmektedir. Toplumsal gerçeklerin yaşandığı acımasız yasalara sahip Venedik’te olan mahkemenin seyri, düşler ülkesinden gelen Portia tarafından değiştirilmektedir. Oyunun sonunda Shylock, gerçekliğin tüm acımasızlığıyla Venedik’te kalırken diğerleri mutlu bir biçimde Belmont’ a dönmüşlerdir.
Bana göre bu oyun mutlu sonla bitmiş, adaletin yerini bulduğu bir oyun değil. Oyunun sonunda dini yüzünden ötekileştirilmiş ve sürekli aşağılanmış Shylock’a olanlar, onun oyunun içinde Antonio’ya söylediği “ben intikam almayı, acımasızlığı sizden öğrendim” cümlesini haklı çıkarıyor. Shylock’un davranışlarıyla birlikte bunun sebepleri de sorgulanmalıdır.
Oyunda dikkati çeken bir başka şey de kadın karakterin, erkeklere atfedilen zeka, güç, yaratıcılık gibi özellikleri sadece erkek kılığına girerek gösterebilmesi. Dönem için kadın kimliği sadece ona belirlenmiş sınırlarla kalıyor ve sınırı ancak bir erkek görüntüsünde aşabiliyor.
Bu konuda daha çok şey söylenebilir, şimdilik bu kadarıyla sınırla kalayım.